Herkes inovasyon yapar, ama bazıları tutkuyla yapar…

Dr. Huseyin Guler
5 min readNov 21, 2020

--

Annem bana “10 yılda bir yeni konular buluyorsun, on sene önce Ar-Ge, Ar-Ge diye dolaşıyordun. Şimdi inovasyona kafayı taktın” diyor. Aslında annem uğraşı alanımın karmaşık ve kolay anlaşılır olmadığının farkında. Bu karmaşanın içinde boğulmamı istemiyor sadece:) Ne desem ki, annelerimizin empatisine ve sitemlerine kulak vermemiz lazım.

Çok farklı inovasyon tanımları var. Bu yazıda tanım farkılıklarına çok girmeyeceğim. Şu kadarını söyliyeyim. Clayton Christensen’in Türkçemize çevrilen kitaplarından birinde aynı kavram “inovasyon” diğerinde “yenilikçilik” olarak tarif edilmiş. Kafalarımız net değil özetle…

İnovasyon en basit haliyle değer yaratan yenilik demek. Zaten inovasyon, icattan da, Ar-Geden de burada ayrışıyor. Birçok yenilik yapabiliriz. İnovasyon olabilmesi için, yeniliğin işe yaraması, derde derman olması, fayda üretmesi gerekiyor…

Çok farklı inovasyonlar var. Mesela Tesla…Elon Musk dünyayı değiştireceğini iddia ediyor. Arkasında 1 milyar dolarlık Ar-Ge var. Tesla hakikaten dünyayı değiştirebilir. Hatta bundan Bursa ve Türk otomotiv sanayii bile kökten etkilenebilir. Eğer hazır olmazsak yıkıcı etki otomotiv sektörünü sarsabilir.

Her inovasyonun bu denli büyük etki yaratması gerekmiyor. Kendi küçük dünyamızda fark yaratan basit inovasyonlar da var. Mesela Afrika’nın ücra köşelerinde bamboo evlere takılan güneş panelleri gibi. Bu şekilde elektrik üretmek mümkün. Basit bir çözüm, fakat o köy için, yeni ve de faydalı. Bu bir inovasyon özetle…Nokta:)

Şimdi de bu topraklardan çıkan inovasyonlara bakalım. Uzun yıllar espresso makinalarına özendik. Ama neyseki Türk kahvesi makinaları çıktı. Hem de çok işe yaradı. Gelişmeye de devam ediyor. Bana sorarsanız bu topraklardan Ar-Ge ile çıkan en büyük inovasyon, Türk kahvesi yapan makinalardır.

Bazen zihni sinir projelerimiz de inovasyona dönüşür. Mesela bu evdeki çaydanlık gibi…Çay tutkumuz, üşengeçlik ile birleşince zaman zaman inovasyonlar doğurabilir. Yine de ben size bunu tavsiye etmiyorum:) Bilgiden, araştırmadan beslenen inovasyonların peşinde koşalım…

Ben inovasyon doktoruyum. Bu konuda doktora yaptım. Şimdi müsaadenizle, bir iki miti yıkmak istiyorum.

Okuduğum kitapların, makalelerin çoğu inovasyonu, küreselleşme ile ilişkilendiriyor. Her zaman böyle olmak zorunda değil. Bin yıl önce de inovasyon vardı. Bin yıl sonra da olacak.

Birçok görsel inovasyonu beynimizde bir anda çakan ampulle ilişkilendiriyor. Aslında böyle değil. Tesadüfler hariç, inovasyonda AHA anı yoktur. Gözlem, disiplin, iterasyon ve bilgilerin entegrasyonu vardır. Yani yoğun çalışma vardır.

Inovasyon tahmin edebileceğimizden daha karmaşık birşey. Hiçbir zaman tek bir olaydan ibaret değildir. Esas olan fikrin keşfi değil, çözümün geliştirilmesine yönelik bir dizi ardıl olaydır. Bir dizi küçük olay, bilgi, uzmanlık, istek, empati ve sabır ile birleşince değer katan çözümlere yaklaşırız.

Ama inovasyon aynı zamanda bir kombinasyondur. Einstein’in dediği gibi “üretken düşüncenin en önemli özelliği kombinasyon becerisidir” Einstein, bir kombibasyon ustasıydı. Einstein, Maxwell’in, Planck’ın teorilerini süzgeçten geçirerek, kendi fikirleriyle, hayal gücüyle buluşturarak başarılı oldu. Gerçekten iyi bir şey yapmak istiyorsak farklı yollardan dolaşmayı öğrenmemiz lazım.

Google’da inovasyon sözcüğünü arattığımızda karşımızda birçok ampul tasarımı çıkar. İnovasyon, bir anda ortaya çıkmaz, birçok fikrin kombinasyonuyla çıkar. Bunun olması için hem geçmiş bilgilerimize, hem başkalarının bilgilerine, hem de bu ikisinin yaratıcı bir şekilde ilişkilendirilmesine ihtiyacımız var.

İnovasyon ihtiyaçları anlamaktır. Gözlem yapmaktır. Kalabalıkların arasına dalıp ihtiyaçları, çözülmesi gereken problemleri keşfetmektir. Sanıldığının aksine ilk aşaması fikir geliştirmek değil, ihtiyaçları anlamaktır. Bu da empati yapmayı gerektirir. Empati yapmadan ancak tesadüfi yollarla inovasyon yaparız.

Başarısızlık inovasyon yolculuğunun bir parçası, hatta olmazsa olmazıdır. Steve Blank’ın dediği gibi “hiçbir iş modeli müşteri ile ilk temastan sağ çıkamaz” O yüzden geri bildirimleri, başarısızlıkları zenginlik olarak kabul edip, sahadan gelen bilgilere göre fikrimizi de dönüştürme becerisi kazanmalıyız. Fikrimize körü körüne aşık olursak ilerleyemeyiz.

İnovasyon dönüşmektir. Yeni bilgilerle donanmak, bunları fayda üretecek şekilde kullanmaktır. Ama bazen de unutmamız gerekir. Eski, miadını doldurmuş bilgilerden de arınmak gerekir. Daha çok veri ve kanıt elde ettikçe eski varsayımlarımızdan, kabullerden vazgeçmemiz gerekir. Vazgeçtiğimiz ölçüde inovasyona yaklaşırız.

İnovasyon izole ortamda yeşeremez, büyüyemez. 19. yüzyılda yaşasaydık, belki…Ama etrafımızda inanılmaz bilgilerin dolaştığı her gün bunlara da yenisinin eklendiği bir ortamda, bizi güçlü ve zinde tutacak parçalara ihtiyacımız var. Bu bir voltranı oluşturma çabası.

O yüzden inovasyon için kolektif akla ihtiyacımız var. Yeterince göz bakarsa, tüm hatalar kolayca çözülür. Bize benzemezlerden oluşan bir karmaya ihtiyacımız var. Artık birçok şirket açık inovasyon platformları kuruyor. Burada esas amaç ihtiyaç duyulan yeni becerileri hızlıca şirket kaslarına entegre edip, daha hızlı inovasyon yapmak.

Süpermenlerimiz olsa iyi olur. Ama inovasyon için illa süpermenlerimizin olması gerekmez. İnovasyon süpermen ihtiyacından çok, bir ortam meselesidir. Uygun ortam yoksa inovasyon cılız kalır. Olgunlaşamaz, ölür… Bunun için fikirlerin serbestçe dolaşmasına yani fikri denkliğe, empati yapmaya ve kolektif zekaya ihtiyacımız var.

Ama en önemlisi “tutku”…Tutku varsa engelleri takmayız. Engellere ragmen yol alırız. Daha çok öğreniriz, daha çok koşarız, daha çok empati yaparız. Tek başımıza yol almak yerine işbirlikleri kurmayı, başkalarının aklından istifade etmeyi öğreniriz. Tutku inovasyon için olmazsa olmazdır.

Bana sorarsanız tutkuyu disiplinli olmaktan ayrı düşünemeyiz. Tutku, ısrarla ve disiplinle denemek demektir. Steve Jobs’un dediği gibi, tutku olmasa rasyonel her insan vazgeçer. Tutku bizi yola bağlayan şeydir. Muhammed Ali’den öğrendiğimiz gibi yüz kere, bin kere denememizi sağlayan şeydir.

Hata yapsak da tekrar ayağa kalkıp kanatlalarımızı takmamızı sağlayan şeydir. Evet, bana göre herkes inovasyon yapar, ama bazıları tutkuyla yapar. Tutkuyla yapanlar, bizim kahramanlarımız olur. Tutku varsa, inovasyon da var.

--

--

Dr. Huseyin Guler

A senior leader specialized in #innovation & #changemanagement effecting organizations' #strategy, #businessmodels & #culture to create #businessvalue & #growth